Türkiye’den birçok üniversiteden akademisyen ve sivil toplum örgütü temsilcisi ve üyeleri sivil toplumun yükseköğretim sistemine aktif katılımı projesinin kapanışında proje boyunca elde edilen bilgileri birinci elden görmek ve değerlendirmek için Akademisyenler Birliği ev sahipliğinde The Ankara Hotel’de toplandı.
T.C. Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı tarafından Avrupa Birliği mali desteğiyle uygulanan Sivil Toplum Destek Programının üçüncü dönemi kapsamında hibe desteği alan “Sivil Toplumun Yüksek Öğretim Sistemine Aktif Katılımı Projesi”nin kapanış konferansı Akademisyenler Birliği Derneği ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Kapanış konferansına, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa YILDIZ, Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Ali ODABAŞ, Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Proje Uygulama Daire Başkanı Ahmet Hakan ATİK, Türkiye Oryantiring Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Tekin ÇOLAKOĞLU, Akademisyenler Birliği Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail ŞAHİN, Genç Akademisyenler Eğitim Kültür ve Araştırma Derneği Başkanı Tuba ÇİTİL ve birçok üniversiteden akademisyenler ve temsilcilerin yanı sıra çeşitli STK’ların da temsilcileri katıldı.
DERNEĞİN 30 YILLIK HİKAYESİ YÜKSEKÖĞRETİMDİR
Akademisyenler Birliği Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Şahin açılışta katılımcılara teşekkür ederek başladı. Projenin başarılı bir şekilde sonuna geldiğinden bahseden Şahin “AB tarafından finanse edilen sözleşme makamı Hazine ve Maliye Bakanlığı Merkezi Finans ve İhale Biriminin sözleşme makamı olduğu projemizde 15 aylık yoğun çalışmanın sonuna gelmiş bulunuyoruz.” dedi. Akademisyenler Birliğinin tarihçesinden bahsederek “Akademisyenler Birliği Derneği’nin 30 yıllık hikayesinin ana fikri Yükseköğretimdir. Derneğimizin evveli Türk Üniversite-Sen, sonrası Demokrat Öğretim Elemanları Derneği ve bugünü Akademisyenler Birliği Derneği, 30 yıldır üniversite çalışanlarının sosyal ve ekonomik hakları ile ilgili faaliyetler gerçekleştirmenin yanında yükseköğretim sisteminin sorunları ile ilgili entelektüel faaliyetlerin içinde olmuştur.” Diyerek derneğin ilgi alanı ve deneyimini vurguladı.
Derneğin faaliyetlerinden bahseden Şahin “Çeşitli sempozyumlar düzenlemiştir, geçtiğimiz yıl 4.sünü düzenlediğimiz “21. Yüzyılda Türkiye’de Sosyal Bilimler ve Toplum Sorunları Sempozyumu” bunun güzel bir örneğidir; yayın faaliyetleri gerçekleştirmiştir, çoğunuzun yıllarca devam ettiği Cuma sohbetlerinde konu uzmanları ile Türk üniversitesinin sorunlarını masaya yatırmıştır. Kimleri dinlemedik ki konferanslarda ve sempozyumlarda, merhum Durmuş Hocaoğlu, Alev Alatlı, İlber Ortaylı, merhum Attila İlhan, merhum Oktay Sinanoğlu ve ismini sayamadığım yüzlerce isim. Bu açıdan bakınca, sıkça dile getirdiğim gibi derneğin asistanlık günlerimizden bu yana bizim için bir mektep vazifesi gördüğünü ifade etmek istiyorum. Bu mektebe emek veren herkesi hayırla yâd ediyor, saygıyla anıyorum.” Diyerek derneğin geçmişinde katkıda bulunan emektarları yâd etti.
Bunun dışında 2 KA2 Projesi, 2 IPA projesi daha yürüttüklerini belirten Şahin, “RAW – Etkin Atık Yönetimi Farkındalık Yaratma (Raising Awareness on effective Waste management) isimli bir projemiz var. Burada da çevresel atık yönetimi üzerine firmaların farkındalığını artırmayı planlıyoruz” dedi. Projenin iştirakçi kurumlarını söyleyen Şahin “Bu süreçte projemizin iştirakçi kurumları olan Gazi Üniversitesi, Niğde Ömer Halisdemir, Sinop, Karabük, Marmara ve Fırat Üniversitesi’ne ve Türk Eğitim-Sen’e derneğimiz ve projemizin eş başvuru sahibi olan Genç Akademisyenler Eğitim Kültür Araştırma derneği adına teşekkür ediyorum. Proje kapsamında gerçekleştirdiğimiz çalıştaylarda bize üniversitelerini açan Niğde Ömer Halisdemir, Karabük ve Sinop Üniversitelerine konukseverlikleri için teşekkürlerimizi arz ediyoruz.” Dedikten sonra Gazi Üniversitesine özel bir parantez açarak “Bu noktada Gazi Üniversitesi’ne ayrı bir parantez açmak istiyorum. Benim de mensubu olduğum Gazi Üniversitesi proje çalışmalarımızdaki en önemli destekçimiz. Bugüne kadar yürüttüğümüz veya içinde olduğumuz pek çok projede Gazi Üniversitesi ile birlikte çalıştık, çalışıyoruz. Rektörümüz Prof. Dr. Musa Yıldız hocamız hiçbir davetimizi kırmadı, etkinliklerimize destek oldu, sadece üniversitenin kapısını değil gönlünü de bize açtı, kendisine teşekkür ediyorum.” Dedi.
Prof. Dr. İsmail Şahin konuşmasına “Tüm bu süreçte en büyük teşekkürü yıllardır Derneğimizin kapısını açık tutan hocalarımız hakkediyor. Bugün yaptığımız çalışmaları ilham aldığımız güzel faaliyetlerin mimarlarına hürmet hissi ile doluyuz.” Sözleriyle son verdi.
PROJELERİN KALICI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMASINI UMUYORUZ
Açılış konuşmasında söz alan Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Proje Uygulama Daire Başkanı Ahmet Hakan ATİK “Akademisyenler Camiasının Çok Kıymetleri Mensupları, Avrupa Birliği Başkanlığı Tarafındın Sivil Toplum Destek Programı Tarafından Koordine Edilen Akademisyenler Birliği Derneğinin Faydalanıcısı Olduğu Sivil Toplumun Yükseköğretim Sistemine Aktif Katılımı Projesinin kapanışında sizlerle birlikte olmaktan gurur duyuyorum kurum ve şahsım adına sizleri selamlıyorum.” Diyerek katılımcıları selamladı.
Sivil Toplum Destek Programı kapsamında destekledikleri projelerden bahseden Atik “Malum 15 ay gibi uzun bir sürede, pandeminin olumsuz şartlarına rağmen bugün bu projeyi nihayetlendiriyoruz. Önemli kazanımlarımız oldu. Desteklediğimiz toplamda 34 projeyle birlikte 3.2 milyon Euro’yu da sivil toplum kuruluşlarımızın istifadesine sunmanın mutluluğunu da yaşadık. Umarım bundan sonraki süreçte de bu projeler kalıcı ve sürdürülebilir olur, el birliğimiz her anlamda devam eder.” dedi.
400’ü AŞKIN PROJEYE İMZA ATILDI
AB üyelik sürecine değinin Atik, sözlerine “AB üyelik sürecinde malum 15 yılı geride bıraktık. Sivil Toplum Destek Programı da 2014 yılında başlatmış olduğumuz bir girişim sonunda ortaya çıktı. 2008 yılında üyelik müzakerelerin başlamasından hemen sonra sivil toplumu bu sürece dahil etmesinin ardından sivil toplum diyaloğu diye önemli bir proje geliştirdik. Bir marka haline geldi 400ü aşkın projeye 650’nin üzerindeki ortaklığa ve 50 milyon Euro’nun üzerinde kaynak aktarma imkanı oldu. Sivil Toplum her alanda insandan insana bilgiyi beceriyi aktaran, kültürleri tanımaya fırsat veren son derece önemli bir oluşum.” Diyerek devam etti.
Atik programın önceliklerinden bahsettikten sonra “Sivil Toplum Destek Programının en önemli meyvelerinden biri zaten sivil toplum diyaloğu. Her alanda sivil toplumun sürdürülebilir finansal yapıya ulaşması, kapasitesinin geliştirilmesi, şeffaf bir yapı altında yönetilebilmesi gibi çok temel unsurları içeren sivil toplum kuruluşlarına yönelik programlar başarıyla uygulandı.” Dedi.
Sözlerine son verirken bu projenin hedefleriyle birebir örtüştüğünü vurgulayarak “Bugün Akademisyenler Birliği Derneği tarafından tamamlanan bu proje de bizim hedeflerimizle birebir örtüşen bir projeydi. Bu bağlamda da emeği geçen tüm hocalarımıza teşekkürlerimizi kurumsal anlamda da etmeyi biz borç biliyoruz. Avrupa Birliğinden bağımsız olarak da imkanlar çerçevesinde bu tarz diyaloglar devam edecek. Bu itibarla bu güzel güzide kalabalığın benzer faaliyetlerde devam etmesini diliyoruz. Önümüzdeki dönemde de bazı duyurular yapacağız. Her imkânı kullandırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Sizlerin iş birliği olmadan hiçbir şey olmayacağını da biliyoruz. Programa gösterdiğiniz yoğun ilgiden dolayı teşekkür ederim.” Dedi.
ÇİZİLEN YENİ ÇERÇEVE ÖNEMLİ BİR ADIM
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa YILDIZ açılış konuşmasında söz alarak Gazi Üniversitesinin bu anlamdaki hassasiyetinin önemine dikkat çekti. YILDIZ, “Gazi Üniversitesi olarak 95 yıldır Türk eğitimine, ilmine ve irfanına büyük hizmetler verdik. Gazi muallim mektebi Cumhuriyet’in ilk eğitimcilerini yetiştirdi. Gazi, toplumun değerleri ile barışık, bu değerlere katkı sağlamayı şiar edinmiş ve 21. Yüzyılda lider ülke Türkiye vizyonuna katkı sağlayacak çalışmalar gerçekleştirmektedir, gerçekleştirilen çalışmalara katkı sağlamaktadır.” Dedi.
İşbirliğinin önemini vurgulayan YILDIZ, “Üniversitemiz Akademisyenler Birliği Derneği gibi sivil toplum kuruluşları üniversiteler ile dolaylı bir ilişki halindedir. Bihakkın vazifelerini yerine getiren STK’lar üniversitelerin mütemmim cüz’ü gibidirler. Sivil toplum ve Üniversite ilişkisi ne kadar sağlıklı olursa, sivil toplum yüksek öğretime ne kadar çok katkı sağlarsa Türk üniversitesi dünyada layık olduğu yere o kadar çabuk gelecektir diye düşünüyorum. Bu sebeple bu tür işbirliklerini önemsiyorum. Bugün kapanış etkinliğinde bir araya geldiğimiz “Sivil toplumun yüksek öğretim sistemine aktif katılımı” projesini üniversite – sivil toplum işbirliğine dair yeni bir çerçeve çizmesi ve bunu kapsamlı bir dökümana dönüştürmesi özelliği ile önemli bir adım olarak görüyorum.” dedi.
Rektör YILDIZ sözlerine son verirken “Sözlerime son verirken 15 ay boyunca yoğun bir çalışma gerçekleştiren araştırma gruplarına, Akademisyenler Birliği Derneği’ne, Genç Akademisyenler Derneğine, üniversitemizle beraber projede iştirakçi olarak yer alan Niğde Ömer Halisdemir, Karabük, Sinop ve Marmara Üniversitelerimize hasılı Pir-i Türkistan’ın dediği gibi “Bismillah deyip beyan ederek, hikmet söylemeyi niyet ederek” bu çalışmayı başlatan ve nihayete erdiren herkese teşekkür ediyorum.” Diyerek proje ekibini tebrik etti.
30 YILLIK DÜŞÜNCENİN ÜRÜNÜ
Akademisyenler Birliği Derneği Projeler Koordinatörü Dr. Tayfun FINDIK tarafından kapanış konferansına özel projenin çıktılarını içeren sunumu gerçekleştirildi. Akademisyenler Birliği Derneği ve Genç Akademisyenler Birliğine teşekkürlerini sunan Fındık, projenin amaç ve hedeflerini dile getiren Fındık, etkinlikler sayesinde hangi hedeflere ulaşıldığını da aktardı.
Fındık projenin başarıyla nihayete erdiğini vurgulayarak 15 aylık süre boyunca neler gerçekleştirdiklerini anlattı. Fındık “Akademisyenler Birliği Derneği esasında 30 yıldır kapalı kapılar ardında bunu kendi içinde tartışıyordu. Sonunda bunu bir projeye dönüştürdü.” Dedi. Projenin amacını “ Yükseköğretimin modernizasyonuna sivil toplumun aktif katılımını sağlamak için STK’ları güçlendirmek.” Diyerek açıklayan Dr. Fındık daha sonra projenin üç özel hedefinden bahsetti. Fındık, “Birinci hedefimiz, Yükseköğretim alanında faaliyet gösteren STK’ların kurumsal ve örgütsel kapasitelerinin artırılmasını sağlamaktır. İkinci hedefimiz Yükseköğretimde karar alma süreçlerine dahil olmak için STK işbirliği modeli ve stratejilerinin geliştirilmesidir. Üçüncü hedefimiz Yükseköğretime ve geleceğine daha aktif katılım için STK kapasitesinin geliştirilmesidir.” Diyerek hedeflerin içeriğini detaylıca anlattı.
Projenin nihai yararlanıcılarının esasında Yükseköğretim sistemi ve STK’lar içerisinde bulunan herkes diyerek “Yaklaşık 8.2 milyon öğrenci, 175.000 akademisyen, 209 Üniversite, sendika, özel işletme, yükseköğretim reformlarıyla çalışan ve/veya ilgilenen diğer STK’lardır.” Dedi.
Proje süresince gerçekleşen tüm faaliyetleri özetleyerek anlatan Dr. Fındık, basın ve sosyal medyayı da çok aktif kullandıklarını vurgulayarak istatistikleri katılımcılara gösterdi.
Projenin Sürdürülebilir olması için her yıl konsorsiyum üyeleriyle 2 defa geniş katılımlı toplantı gerçekleştireceklerini, konsorsiyum üyeleri ile birlikte her yıl en az 2 proje sunacaklarını, konsorsiyum üyeleriyle birlikte her yıl en az 2 defa YÖK ve Meclisi ziyaret edeceklerini ve proje çıktılarının teşviki için her yıl 1 konferans düzenleyeceklerini söyledi. Fındık katılımcılara ve projede emeği geçen herkese teşekkür ederek sözlerine son verdi.
PROJENİN ÖZETİ YÖKSİM MODELİ
Yıldız konuşmasında YÖKSİM modelinin altyapısındaki hazırlıklarından bahsetti. Üniversitelerin 3 temel rolünün eğitim öğretim, araştırma ve toplumsal katkı olduğunu vurguladı. Yıldız, “ YÖKSİM modelinin en önemli kısmının yönetim olduğunu düşünüyorum. Sivil toplum kuruluşları nasıl yönetime katılabilir ve yasal mevzuatta bu nasıl olabilir. En kritik noktası budur ve biz de bunun için buradayız. STK’lar bazen yönetimsel konularda söz sahibi olabiliyor ya da bazı durumlarda onlara fikir danışılabiliyor. Ancak bizim amacımız bazen değil her zaman böyle olmasını sağlamak. Yasal mevzuatta bu düşünceler somutlaştırılsın ve resmiyet kazansın. ” dedi. Sunumuyla birlikte çalışmalarını katılımcılara aktaran Yıldız, projenin internet adresinden hazırlamış oldukları 98 sayfalık dökümanı herkesin inceleyebileceğini söyledi.
STK’LARIN YÖK’E ENTEGRASYONU MEVZUAT İLE OLUR
Çalışma gruplarından Doç. Dr. Mahmut Çitil ise Politika Belgesinin ne olduğundan ve ne için hazırlandığından bahsetti. T.C. için politika belgesinin nasıl olması gerektiğini anlattı. Kamunun bu konuda da ciddi bir tecrübesi olduğunu vurguladı. Çitil, “Politika belgesi bu çalışmanın neresinde sorusu önem taşıyor. Model ortaya konuldukça politika belgesinin ikinci adımı oluşturduğu görülmektedir. Sırasıyla MODEL – POLİTİKA BELGESİ – STRATEJİ BELGESİ – YOL HARİTASI şeklinde bir modelimiz mevcut. Model ve Politika Belgesi STK’ların YÖK’e entegrasyonunu sağlamak için mevzuata adaptasyonu olabilir. Strateji belgesi ve yol haritası da bunun nasıl olması gerektiğini ve nasıl yürütüleceğini gösteren bir plan olacaktır.” Dedi. Politika Belgesinin YÖKSİM olarak geliştirilen modelle uyumlu olarak hazırlandığı belirtildi. Buradaki odak noktalarının eğitim, araştırma, yönetim ve toplumsal katkı olduğu vurgulandı. Çitil yaptığı sunumdan sonra bütün çalışma arkadaşlarına ve katılımcılara teşekkür etti.
Sunumun ardından STK temsilcileri ve akademisyenler fikirlerini beyan ederek YÖKSİM modelinin güçlenmesine katkıda bulundu.
Bilgi İçin: 0312 222 56 83, Prof. Dr. İsmail ŞAHİN – Proje Koordinatörü
Proje web sayfası: www.aaucsd.org